15 Haziran 2012 Cuma

36 hafta

36.haftadayız.Ankara'da sıcaklık bugün 35 dereceydi.Evde bütün camlar kapılar açık yaprak bile kımıldamıyor.Öyle sıcak.Hiç bir şey yapmıyorum sadece oturduğum yerde tv izlerken şapır şapır terliyorum.Yarın Yağmur geliyor.Temizlik filan yapacağız.Yazasım yok galiba.Sıcaktan heryerim şişti.

10 Haziran 2012 Pazar

Güzel Günler Göreceğiz,Güneşli Günler....

Dün çok güzeldi.Öğlene kadar temizlik yaptım.Yıkanacak bütün çamaşırları yıkadım.Bugün halim olursa ütü yaparım.Öğleden sonra Elçin ve Gizem geldi.Kısır yapmışlar,kek,makarna salatası,ben de fırından ekler ve şekerpare aldım.Çay demledik güzelce yedik içtik sohbet ettik.Sena maşallah çok uslu bir çocuk.Mışıl mışıl uyudu Rüzgarın beşiğinde.Beşik Rüzgar için evde ama şimdiye kadar üç tane bebek uyudu içinde.Oğlum dördüncü olacak inşallah.

Sonra Bahar da geldi.Elçinle aynı köylü çıktılar.Hatta Elçin düğünlerine filan bile gitmiş.6 kadar filan oturduk,kaynattık.Sonra onlar evlerine gittiler ben kuaföre geçtim.Saçlarıma kırık fön çektirip,kabarttırdım.Elçin bana robadan siyah bir elbise getirdi.Onu giydim.Sonra Mehmet geldi,saat 19:30 gibi Rixos'a geçtik.Her zamanki gibi Rİxos'un organizasyonu sıfırdı.Yemekler fena sayılmazdı ama servis başarısızdı.Belki de ben lök gibi masada oturup bir tek yere kımıldamadığımdan bana öyle geldi ya da daha çok inceleme fırsatı buldum ve hataları yakaladım.Neyse Mehmet çok eğlendi.İyi de içti.Bol bol oynadı.Saat 12'ye geliyordu Memoşu artık kolundan sürükleyerek filan çıkarmak zorunda kaldık.Bu arada benim ayaklar hamur gibi şişti.Ayakkabılarımı çıkarmıştım rahat etmek için,tekrar giymeye kalktığımda bunun imkansız olduğunu gördüm :))) Ve gece,bir elimde ayağıma 15 numara küçük gelen topuklu papuçlarım,bir elimde sarhoş kocamla oteli terketmemizle sonuçlandı.Işıklara kadar yürüyüp taksişye bindik evimize geldik.Leş gibi olmuş ayaklarımla direkt duşa girdim güzelce yıkandım ardından da Memoş yıkandı.Ve uyumaya geçtik.Mehmet'in horlamaya başlamasıyla karnıma müthiş bir sancı girdi.Ardından bir tane daha.O an normal doğumdan vazgeçtim dedim kendi kendime.Neyse sonra bütün gece tuvalete taşındım.Bağırsaklarım bozulmuş sanırım ya da zehirlendim.Sabah uyandığımda bir şeyim yoktu.Şimdi de iyiyim.

Perşembe günü Yağmur gelecek.Beraber,benim tek başına yapamadığım bazı işlerimi hallederiz.Sonra da halıları gönderirim falan filan.

Memoşla bir fotoğraf çektirdik ama fotoğraf makinemle çekip bilgisayara aktarınca koyarım buraya.Çok neşeli çıkmışız :) Maşallah.

Bugün bir atasözü duydum dizilerin birinde "Kul yazar,kader gülermiş"

8 Haziran 2012 Cuma

Do do do ğu ru yo rum :) (Sanırım)

"Canım oğlum".Bu kısa ama ömrümün en anlamlı cümlesini günde onlarca kez kuruyorum.Sabah yatakta oğlumun ilk kıpırdanışını hissetmemle "Günaydın,canım oğlum"la başlıyor,gün içinde defalarcası tekrarlanıyor.Karnımın yamuluşuna kahkahalarla gülüyorum kendi kendime.Biraz kımıldamasa korkular basıyor her zamanki gibi.

Çok ama çok heyecanlıyım.Bugün hacettepeye gittim.Şu araştırma için kan verdim ve detaylı ultrason yaptı Mert Hoca."Yerinde olsam normal doğum yapmazdım,o kadar iğne vurdun,o kadar tedirgin günler geçirdin,bebeği riske etme" dedi."Bu hastanede hiç kimse seni normal doğurtmaz.Burada doğuracaksan mutlaka sezaryen olursun" dedi.Bir doktorun ağzından böyle cümleler çıkması korkutucu."Benim durumumdaki hastalar normal doğum yapamıyor mu diye" sordum.Normal doğum yapamayacak kadın yokmuş.E o zaman neden bana sezaryeni öneriyor anlayabilmiş değilim.Ayrıca normal doğum esnasında bir problem oluşursa onu anında sezaryene cevirebiliyorlar.Velev ki bir sıkıntı oldu sezaryenle yolumuza devam ederiz.Çarşamba günü bu konuyu  ZTB'daki doktorla konuşmalıyım.

Şu anda ufak tefek sancılarım ve kasılmalarım var.Hatta ufak değil büyük çapta bir sancı girdi şu an kasıklarıma.Bu kadar erken doğurmak istemiyorum.En azından 37 haftayı dolduralım istiyorum.Neyse bakalım Rüzgar oğlan ne zaman gelmek isterse o zaman gelecek.

Bu arada Mehmet'in boynunda tam adem elması denen zımbırtının yakınında dokununca acıtan bir şişkinlik oluştu.Onlarda guatr ırsi.Umarım öyle bir problem değildir.Belki vücudunun bilumum yerlerinde çıkan yağ bezelerinden biridir o da.Salı günü kan vermek için hastaneye gideceğiz.Hep oğlumuzun sağlıkla,hayırla gelmesini diledik.Kendimiz için pek az şey istedik bu aralar.Şimdi öyle bir hakkım varsa bunu oğlumuzu sağlıkla büyütebilmemiz için eşime ve bana da sağlık ver Allah'ım.(Amin)

Biraz da güzel şeylerden bahsetmeli.Yarın Elçin ve gelinleri Gizem gelecekler bana.Kısır filan yapıp getirecekler.Bir de çay demleriz oh mis gibi kaynatırız.Akşam da Mehmet'in patronunun kızı evleniyor.Rixos'ta düğün.Karnı burnunda düğüne giden tek manyak benimdir sanırım.Yarın saçımı başımı yaptırdıktan ve giyindikten sonra bir fotoğraf çeker koyarım.Babası da çok yakışıklı olacak oğlumun.Nihayet beyaz ceketini giyecek bir yer bulabildi babası.

Şimdi bir sancı daha girdi.Neyse dur bakalım hayırlısı,Yazamıyorum konsantrasyonum düştü :)

6 Haziran 2012 Çarşamba

35 hafta olduk anacıııımmmmmm

Günler geçmiyor diye diye 35. haftamıza girdik çok şükür.Bugün kontrole gittim.İlk kez nst'ye girdim.Çok değişik bir tecrübe idi.Artık Zekai Tahir'de kontrol olduğumdan (ben bu Zekai Tahir Burak'ı ztb olarak kısaltacağım bu da böyle biline) bir süre bekledim.İşin bekleme kısmı pek de zannettiğim gibi sinir bozucu değil.Ancak aynı şeyi Mehmet için söyleyemeyeceğim.Sabahın kör vaktinde kalkıp hastane yollarına düştüğüne mi yansın,erkekleri hastaneye almıyor dışarıda beklemek zorunda kalıyor.Sıcakta güneşin altında sinir stress içinde beklediğine mi yansın,saat 14:00'da işte olması lazım yetişme korkusuna mı yansın garibim.Neyse ben içeri girip benim gibi gebelerle birlikte başladım beklemeye.Yüksek riskli gebelik grubunda olduğumuz için,herkesin bir problemi var.Herkes birbirine sorular soruyor,tüh tüh vah vahlar havalarda uçuşuyor,sırası gelen giriyor odaya,gelmeyen iyi dileklerini inşallahlarını sıralıyor bir diğeri için.Kimisi odadan ağlayarak çıkıyor.Herkes birbirine soruyor nolmuş,ölmüş mü bebekleri,düşük mü yapmış.Kadınların çoğu ev hanımı,çoğunun ikinci üçüncü bebesi,evdekileri komşuya bırakmış gelmişler.Neyse doktor çağırdı,girdim odaya,baş çevresi şu kadar,karın çevresi bu kadar,plasenta bilmem nerede o söylüyor hemşire not alıyor.Nst'ye gir bakalım dedi bir dedi.Ok kanka dedim çıktım :)

Bu NST denen olay da daha enteresan uzunca bir oda içinde sağlı sollu sanırım 7 ya da 8 tane yatak var.Her birinin başında o NST aleti.Her birinde karınlarını açmış kadınlar yatıyor iki seksen.Odadan milyon tane kalp sesi geliyor aceleci aceleci atan.:)) Beni de bağladılar yatağa.Tam karşımdaki kadınların bebeklerinin kalp hızı 140 civarı iken benimki 128 lerde idi.Aslında çok endişelendim.Sancılarda da millette 4 5 yazarken ben 25'i gördüm.Ama zannediyorum ki bu anormal bir şey değil ki doktor inceledi ve kötü bir şey söylemedi.Sadece bu haftadan sonra haftabir kontrole geleceğimi ve bebeğin hareketlerini saymam gerektiğini söyledi.Günde 10 seferden fazla hareket etmeliymiş bebek.Bu beni biraz strese soktu şimdi bebeğin hareketlerini takip eder oldum.Zaten takıntılı bir ruh halim var.Umarım Rüzgar beni endişelendirecek kadar hareketsiz kalıp da korkutmaz annesini.

Yani böyle sonuç itibariyle haftaya tekrar kontrolümüz var.Bu arada ben de evde yapılacak işleri planladım.Sanırım pazar günü annem gelecek.Bütün yıkanacak ütülenecek kaldırılacak ne varsa yıkayıp ütüleyip kaldıracağız.Ardından mutfak dolaplarının içini düzenleyeceğiz.Sonra da salondaki dolaplar ve çekmeceler bir elden geçecek.Atılacaklar atılacak,saklanacak önemli şeyler kolilenecek,depoya kaldırılacak.Bundan sonrası kolay.Hazır halılar da yokken kadın gelecek eve.Halı süpürmekle silmekle çırpmakla filan uğraşmayacağı için daha çok iş yaptırabileceğim.Camları siler,perdeleri yıkar asar,koltukları mobilyaları çeker,şöyle altını üstünü güzelce bir siler süpürür.Mutfak dolapları,kapıları siler.Bir de silerse Rüzgar'ın odasının duvarlarını sildiririm.Banyoyu da ovdu mu biter bu iş.Ben de rahatça doğumumu yapar tertemiz evime gelirim inşallah.O temizlik beni bir süre götürür.Sonrasında da zaten artık hamile olmayacağım için kendim her işimi görürüm.Yani tabi Rüzgar'ın nasıl bir bebek olacağını bilmeden yazıyorum bunları.Uslu olursa işlerimi kendim halletmeyi yeğlerim.Kimseye nazlanmaya yük olmaya niyetim yok.Kimisi deli misin nazlan prenses gibi geçir lohusalığını diyor.Ama ben kendimi iyi ve dinç hissettiğim müddetçe işlerimi kendim halletmek istiyorum.En azından kocamın yemeğini ben yapmak istiyorum.

Neyse hayatımız boyunca bir şeyler planlarız.Allah başka bir şey planlamadıysa yani kader bizim planlarımızla paralel işlerse herşey yolunda gidiyor sanırız.Ama kaderde başka şeyler varsa hiç bir şey bizim planladığımız gibi gitmez.(Canım oğlum sağımda dalgalanıyor,maşallah)Allah hayırlı yazılar yazsın.Kolay bir doğum diliyorum kendime :) Sağlıklı bir ömür diliyorum oğluma.Tabi babamızda sağlıkla başımızda olsun.

Bakalım haftaya neler olacak?

2 Haziran 2012 Cumartesi

Geçmiş zaman olur ki

Bir kaç saat önce blog sayfamı baştan sona kadar okudum da neler neler yaşamışım.Aylarca hamile kalabilmeyi beklemişim.Sonra bebeğimin sağlıklıca büyümesi için haftaları saymışım.Ne korkular ne endişeler yaşamışım.Ne gözyaşları dökmüşüm.Şimdiyse oğlum sağlıkla gelsin tam haftasını doldursun,erken doğmasın hayırlıca normal doğumla doğurabileyim diye dua  ediyorum.Doğumdan sonra bu yazdıklarım da eskiyecek ne kadar çok heyecanlanmıştım diyeceğim büyük ihtimalle.Allah en ince detayıyla doğum hikayemi yazacağım günleri de gösterir inşallah.

Biraz önce yaklaşık bir saatlik bir duş aldım.Güzelce keselendim.Kremlendim.Oğlumu da keseledim,kremledim güzelce :)) Bu arada 34. hafta ve hala bir tek çatlağım yok.Böyle giderse çatlamadan bitirecek gibiyim.Gerçi çatlasam da pek umrumda değil.Bir tek amacım var son günlerde,günü hızlıca bitirmek ve oğluma kavuşacağım güne bir gün daha yaklaşmak.

Mehmet yatalım diye tutturuyor sabah yazarım devamını inşallah.İyi geceler herkese,bana,oğluma,kocacığıma...