Canım oğlum...Bu kelimeleri hamileliğim boyunca o kadar çok kullandım ki.Kendimi bildim bileli ya da şöyle söyleyeyim hamileliğin ne demek olduğunu anladığım günden beri,bunun gerçek bir mucize olduğunu düşündüm hep.Allah bu konuda kadınlara çok büyük bir ayrıcalık tanımıştı bence.Gördüğüm ilk hamile kedim Pamuk'tu.Karnında bebekleri hareket ediyordu,dışarıdan bile bu hareketleri gözlemleyebiliyorduk.Bundan daha şaşılası ne olabilirdi ki hayatta?Ardından hamile yakınlarım oldu.O minik tekmelere şahit olmak hayatım boyunca yaşayıp yaşayabileceğim en ilginç şeydi.Günler günleri,aylar ayları,yıllar yılları kovaladı ve ben hamileydim.Benim gerçekten et ve gerçek kemikten olan,acıkınca,altını ıslatınca ağlayan,gerçekten emzireceğim capcanlı bir bebeğim olacaktı.Dahası - ilk aklıma gelen bu olmuştu hamile olduğumu öğrendiğimde - benim de karnımda,içimde bi yerlerde,bir bebek hareket edecekti.
Haftalarca o kıpırtıları hissedebilmeyi bekledim.Zaman,mekan,iş,güç,aş,aşk her neyse uzatmanın pek anlamı yok hiç bir şey umurumda değildi.Sadece o kıpırtıları hissedebileceğim ve insanlara gösterebileceğim günü bekliyor,gün bitiriyordum.Sanırım nihayet 16 ya da 17. haftada bağırsak hareketi -yani kabaca gaz :) - olmadığından emin olduğum bir hareketlenme hissettim.Canımın parçası,kanımla beslenenim canlanmıştı.Haftalar geçtikçe sanki bilinçli,akıllı,beni tanıyan,annesi olduğumun farkında olan gerçek bir insan gibi tepkiler vermeye başlamıştı bana.Sabahları güneş üzerimize doğuyor ve oğlum buna uyanıyordu.Bir iki kıpırdanıp tekrar duruluyordu.Dedim ya bu mucize diye bir şey varsa,ta kendisiydi.Ve bunu herkesle paylaşmalıydım.Bir restoranda yemek yerken,otobüste,yolda yürürken,evde eşimle ya da kayınvalidemlerle annemle birlikteyken,hep insanlara karnımda oynayıp duran oğlumu gösteriyor,dokunmaları için ellerini alıp karnıma koyuyordum.Neden bilmem bu olay benim dışımda kimseye çok şaşılası,aşık olunası hatta tapılası bir hadise gibi gelmiyordu.Hepsi ordinaryus edasıyla "hımm oynuyor evet" deyip günlük dertlerine geri dönüyorlardı.Hepsini şöyle omuzlarından tutup "Sizi sersemler içimde insan var,orada büyüyor,uyuyor,besleniyor,dışarı çıkmayı bekliyor,onu taşıyorum,benim içimde işte burada" diyerek sarsmak istiyordum.
Her neyse ben ona dokunamazken de seviyordum.Onunla anlaşıyordum.Konuşuyordum.Gülüşüyordum hatta.Ona piyasada yokken bile kimse değer vermezken bile değer veriyordum ,annesiyim ben çünkü.Toparlayamıyorum :) Sanki karnımdayken dokunmayan sevmeyen ordinaryusların şimdi de sevmeye hakkı yokmuş gibi geliyor.İfade edemiyorum;sanırım sevgi gösterileri sahte geliyor.
Şu an ikiz bebeklerine hamile olan bir arkadaşım var ve pek çok hamile blog yazarı anne.Hepsine bu anların tadını çıkarmalarını söylüyor ve yazıyorum.Belki kızıyorlardır bana,belki bir ikisi anlıyordur.Geçenlerde hamile olan arkadaşımın bebekleri haraeket ederken karnına dokundum."Ben burdayım" diyorlar.Canlılar,gerçekler...
Eğer hamileliğim sorunlu geçiyor olmasaydı,gereken her imkanı sağlayacak maddi gücümüz olacağından emin olsaydım,defalarca defalarca hamile kalır,çokça çocuk yapardım.Bence taşıyıcı anneleri benim gibi düşünen kadınlardan seçmeliler.Ama kendi çocuğunu taşımakla, senin olmayacak bir başkasının çocuğunu taşımak aynı şey midir onu bilemem.
Ve evet karnına dokundum,buradayız diyorları,ağladım.
Dokunmadığın,yüzünü bile görmediğin,neye benzediğini bilmediğin bir canlıya bu kadar aşık olunabileceğini düşünürse şu an hamile olanlar,doğduktan sonra dişlerini sıkmaktan gece ağzının ağrımasını,aşırı sevmekten çocuğu hırpalamaktan,canını yakmaktan korkmayı anlayabilirler.
Tam olarak ne yazdığımı bilmiyorum.Çok uykusuzum,biraz sarhoş gibiyim.Babamızın dükkanında sayım var.Rüzgar'ım uyuyor.Deli gibi uykum olmasına rağmen Mehmet gelmeden gözümü yumamıyorum.İşler Güçler var onu izleyeyim bari.
Allah'ım tüm bebecikleri korusun.Hastalar şifa versin inşallah.
Aslında dünyanın varoluşundan beri süregelen basit bir doğa olayı hamilelik baktığında.
YanıtlaSilAMA NE KADAR MUCİZEVİ!
Hani mucizeler çok nadir olur ya... Öyle bir şey de değil anne olmak. Çok sık tekrarlanan ve her tekrarında "mucize"liğinden hiçbir şey kaybetmeyen bir olgu.
Allah bu güzelliği yaşamak isteyen herkese nasip etsin.
"Anne olmak çok sık tekrarlanan ve her tekrarında "mucize"liğinden hiçbir şey kaybetmeyen bir olgu." ne güzel bir cümle olmuş.Tam da hissettiklerimi ifade etmişsin.Amin inşallah.
SilBu arada siteni ne zaman açsam koca papyonu ve inekli primasıyla karşıma dikilen o göbeği sahibinin diğer uzuvlarıyla YİRİM!!!
SilYa kaldır onu ordan ya da bana yeni bi ekran almak zorunda kalacaksın! Köşelerinden tırtıklamaya başlayacağım yakında :D
Aman! Beni ciddiye alıp da kaldırma sakın! Gülbilge'den sonra günümün neşesi oldu Rüzgar (;
Ne güzel bir yazı olmuş, tam olarak benim duygularımı içeriyor.. sana canı gönülden katılıyorum, çok şükür ben de o şanslı insanlardanım, 28. haftadayız ve oğlumun tekmeleri hatta içimde takla atarcasına hareketleri o kadar kıymetli ki anlatamam size.. hergün bunun için şükrediyorum, bu mucize için.. ve görmeden bimeden sevmek böyleymiş demek ki diyorum.. :)
YanıtlaSilSağlıkla gelsin kucağınıza inşallah.Dünyanın en güvenli yerinde keyfi yerinde demek ki hınzırın :)) MAşallah :)
SilÇok güzel bir yazı olmuş,gözlerim dolu dolu okudum ..Bu arada en üstteki resme bayıldım :))) Tam bir salon erkeği :))
YanıtlaSilya bazen işte öyle içten taşıyor yazı oluveriyor.Teşekkür ederiz ablası :))
YanıtlaSil