8 Nisan 2014 Salı

Evde montessori eğitimi

Selam günlük, her çalışan anne gibi ben de oğlumla yeterince kaliteli zaman geçirebiliyor muyuz bunalımına girdim. Sabah kahvaltımızı yapıyoruz ve ben işe gidiyorum. Pazartesi salı günleri annem geliyor , Çarşamba Perşembe ve cuma da kayınvalidem kendi evinde bakıyor. Çoğu zaman işten 15:00 gibi geliyorum. Annemin baktığı günlerde oyunlarını anneannesine oynamayı tercih ettiğinden ben rahatça yemek filan yapıyorum. Diğer günler  babaannesi 17:00 ye doğru getiriyor. Yemek yapılmış oluyor. Biraz oynuyoruz ve Mehmet geliyor,yemek çay vs derken uyku vakti geliyor. Hooop  çocukla doğru düzgün zaman geçirmeden gün bitiyor.

Bu durumdan hiç memnun değilim. Sırf bu sebepten acaba kreşe mi versem diye düşünmeye başladım. En azından orada arkadaşları ve bu iş için eğitim almış öğretmenleriyle eğitici faaliyetler filan yaparlar. Ancak ne annem ne de k.validem bu kreş işine sıcak bakıyor. Dolayısıyla kreşte yapılan ve evde de yapılabilecek faaliyetler diye bir araştırmaya girdim. Ve  yıllar önce - anne değilken- bir sebepten duyduğum çok da ilgilenmediğim bir sistemle karşılaştım. Montessori Eğitimi!

Çocuğun önceden hazırlanmış bir bölgede istediği materyalle özgürce öğrenmesi amaçlı bir sistem. Tabi benim anlattığım da anladığım kadar.

Benim Rüzgar'ı büyütürken yaptığım en büyük hata onu ipad ile tanıştırmak oldu. Hatta hiç ilgisini çekmezken rengarenk, çok güzel müzikler sesler barındıran uygulamalar göstererek zoraki bir ilgi oluşturdum. Yeter ki o oyalansın,mutlu olsun,uslu dursundu ki ben de işimi gücümü yapabileyimdi. Ancak büyüdükçe farkettim ki oyuncaklarda az ipadle çok vakit geçirmeye hatta yasaklamaya çalıştığımızda gözyaşlarına boğularak bir şekilde tekrar almaya başladı.

Bir haftadır internetten, bloglardan, instagram hesaplarından bu eğitimi evinde uygulamaya çalışan anneleri takip ediyorum. Evde de bir kaç deneme yaptık yükleyebilirsem bir kaç fotoğraf yükleyeceğim. Ancak bu işin öyle okunduğu kadar kolay olmadığını gördüm. Ne var canım bunu ben de yaparım. Iki kesmiş iki yapıştırmış beş dakikalık iş diye düşündüğüm basit nesnelerin çok vakit aldığını gördüm. Büyük bir özveri istiyor. Işin can sıkıcı yanı ise o kadar uğraşıp yaptığım ya da çok uğraşmasam da Rüzgar bunla uzun süre oynar dediğim şeyin bir kaç dakika icinde paramparça olması :)



























Ilk fotoğraflarda köpük tabağa kürdan patırılıyor. Sonra rengarenk 1 cm uzunluğunda pipet kesiliyor pipetler kürdanlara takılıyor. Rüzgar onunla yaklaşık 5dk oynadı. 

Diğeri ise yukarıdan top ya da benzer küçük objeler atıp aşağı kutudan biriktirmek. 1,5 dk sonra fotoğraflardaki gibi parçalandı. 

Ama yılmak yok. Çok güzel örnekler gördüm :)) vakit , nakit ve heves oldukça yapıp gelişmeleri paylaşacağım. 

Şimdilik esen kalın :)








6 Nisan 2014 Pazar

Türkiye'nin yaramaz meleği Pamir'in ardından....

Pamir bebek öldü. Kaybolduğundan itibaren ha bulundu ha bulunacak diye takip ettiğim minicik can melek oldu. Çocuklara dayanamıyorum. O havuza nasıl mutlu nasıl meraklı gittiğini tahmin edebiliyorum. Tek başına rahat rahat suyla oynayabilme imkanı yakalamış yaramaz çocuk bakışlarını gözümün önüne getirebiliyorum. Sonra düşünmek istemediğim ama aklımdan atamadığım anlar şimşek gibi çakıyor. Havuza düşüşü, kurtulmaya çabalayınışı ve son. Allahım sen koru sen esirge sen güzel yazılar uzun sağlıklı ömürler yaz tüm çocuklara. Anneleri kucakları boş bırakma Rabbim.

Babasının sözleri gitmiyor kulağımdan. Adam o kadar emin ki yaşadığından çocuk öyle hareketli ki "bu herif buralarda bi yerlerde, bi yerden çıkacak, casper  gibi dolaşıyor ortalıkta biliyorum" derken öldüğü haberini alışı...

Çok çok üzgünüm. Her gün çocuklar ölüyor, türlü haberler izliyoruz. Ancak Pamir için çok umutlu bir bekleyişi bizzat takip ettiğimden çok etkilendim.

Allah annesine babasına yakınlarına sabır versin. Benim bile yüreğimin acısı sönmüyor. kilometrelerce uzaktan canı gönülden paylaşıyorum acılarını.

Hoşçakal melek Pamir. Hoşçakal oğlum.