18 Şubat 2012 Cumartesi

öylesine karalamaa

Karnımın içinde bundan 5 ay önce olsaydı kocaman bir gaz kütlesi sanacağım ama şimdi oğlum olduğunu bildiğim hareketler var.Bazen öyle çok vuruyor ki beni yaptığım ya da yapmadığım bir şey için uyarıyormuş gibi hissediyorum.Kahkahalarla gülüyorum.Piç diyorum bazen,sonra çok ayıp olduğu için çocuğumu küfür ederek sevmemeye karar veriyorum.Sanki bu sefer doğuracakmışım gibi hissediyorum.Umarım her şey yolunda gider,bu bebeği dünyadaki her şeyden çok istiyorum.Onunla çok iyi anlaşacağımızı biliyorum.Evde onu kızlarla basacağım günleri iple çekiyorum :)))

Geçen gece annemlerde kaldım.Günü vardı ben de katılmak istedim.Güzeldi çok kalabalık ve yorucuydu.Ama güzeli.Babama ultrason videosunu izlettim pipisini görünce vay eşşoleşşek dedi :) Bu onun sevme nidası olarak kullandığı kelime.bir nevi piç gibi bir şey.




Ödüm kopuyor.Resmen ödüm kopuyor.Aslında şu an bebeğin hareketli oluşu ve kalbinin atıyor oluşu elbette çok önemli ancak problem çıkmayacağının göstergesi degil.Çünkü ilkinde doktorlar bu bebek bir iki haftaya ölür dediklerinde de bebeğim karnımda deli gibi hareket ediyordu son güne kadar.Öyle zordu ki biraz hareketleri kesilince öldü galiba diyordum.Bir saat sonra hoooopp bir kıpırdanma yaşıyor ölmeyecek yanıldılar galiba dedirtiyordu.Ama nihayetinde öldü.Bu olay karşısında bu kadar çok sarsıldığımı tekrar hamile kalana kadar anlayamadım.Galiba üstünü örtmeyi tercih etmiştim ve o günleri hatırlamamı tetikleyecek bir etken olmadıkça da anımsamıyordum.Ancak şimdi yine aynı kıpırtılar karnımda.Her seferinde aynı sevinçle karnını kucaklama isteği.Tutun,dayan,sakın gitme diye fısıldayışlar...Çok zor bir dönem.Dayanmaya zaman geçirmeye çalışıyorum bir sürü örgü ördüm.Hatta göstereyim ördüklerimi sana.Bekle fotoğraflarını çekeyim.Geliyorum.Bu arada ne kadar değişken bir ruh hali içinde olduğumu farkettin mi?Şu an hala ağlıyorum ama bi yandan da örgülerin fotoğrafını çekme derdindeyim.Neyse ...

15 Şubat 2012 Çarşamba

Baskül almaya gitmeli..

Bu arada dün çok kilo aldığımdan dolayı da büyük bir uyarı yedim.Böyle her ay dört kilo üç kilo alarak gidersen yirmibeşle tamamlamak zorunda kalırsın dedi.Ve artık yediklerime dikkat etmeye başladım.Ve fakat bir kadın hamileyken de homini gırtlak yemeyecekse ne zaman yiyecek?Dün gece Kırçiçeği'ndeydik.Ben fazla yemeyim dikkat ediyorum dedim ve koca bir tabak bol yağlı salata,yarım kıymalı pide,yarım porsiyon da künefe yedim.Neyse dedim gece uyumadan evvel,yarından itibaren dikkat ederim yediklerime.Bu sabahsa azıcık ekmekle domates zeytin peynir yedim ama deli gibi açım.

Birazdan baskül almaya gideceğim Koçtaş'a 365'e.Belki bir hırka ya da rahat bir pantolon alırım,bilemiyorum.Ve radyo ile uyanmamızı sağlayan bir alarmlı digital saat.Aslında bunların çok da önemi yok işte kafam dağılsın maksat.

neyse gelince yazarım yine..

14 Şubat 2012 Salı

Sevgililer Günü hediyemiz minnacık bir pipi oldu :))

Gerçek bin dana gibi uluya uluya ağladım eve gelince.Biliyorsun bugün ayrıntılı ultrasonumuz vardı.Önce Özgür Hocayla uzunca sohbet ettik,22. haftadaki kan akışının bize az çok bir fikir verebileceğini söyledi.22.haftadan sonra da belki iki haftada bir görmesi gerekebilirmiş beni.Sabahları bebe aspirini ile devam,akşam da iğne tabi ki.Genelde rahim içi gelişim geriliği 24.haftada filan başlarmış.Benim öncekinin 19. haftada başlaması biraz anormalmiş.Neyse ki bugün oğlumuzun bütün organları olması gerektiği gibi çıktı.İşte yukarıda da pipisi kuzumuzun.Geçen haftalarda günler çok zor geçiyordu çünkü bir an önce ultrasonda da olsa bebeğimi görmek istiyordum.Şimdiyse yine önümde geçmesini beklemem gereken dört hafta var.Bu haftalar sonunda her şey yolunda giderse korkularım yarı yarıya azalacak.Ve o zaman iki hafta daha beklemek zorunda kalacağız.Sonra bir iki hafta daha.Zor.Cidden çok zor.Allah'a emanet kuzumuz.O isterse doğacak hayırlısıyla.

Sol taraftaki damardaki kan akışı hocanın pek hoşuna gitmedi ama bu haftalarda bunun normal olabileceğini söyledi.Benim yapabileceğim bir şey olup olmadığını sordum.Ne bileyim her hangi bir şey işte ,egzersiz ,yoga moga her hangi bir şey.Yok ne yazık ki diyor.Yapılması gereken şey iğne ,onu da zaten yapıyoruz.

İşte böyle günlükcan.Allah'tan hayırlısı diyelim ne diyelim :)

11 Şubat 2012 Cumartesi

çok duygusal bir insanım..

Selam oğlum ve sana da selam günlük ;))

şu sıralar facebookta oyun vb uygulama taklifi gönderenlere yapacağım işkence metotlarını düşünüyorum sıkça.Facebook dediğim şey tam olarak 
böyle bir şey.Sürekli bildirimler kısmında bazı rakamlar yazıyor ve ben o rakamları biri fotoğraflarımdan birini beğenmiş ya da ne kadar güzel olduğumdan bahsetmiş sanıp hevesle açıyorum.Ve fakat her seferinde o saçma oyun davetleriyle karşılaşıyorum.İlk planım bu davetleri gönderen kişilerin kafalarını photoshop ile porno bir fotoğrafa takıp facebookta etiketlemek.Ama tabi çok tepki görebilir :/

Neyse oğlum evladım asıl mevzu ne biliyor musun? 3 gün sonra ayrıntılı ultrason bizi bekliyor.Müthiş korkuyorum.Sen hareketlendin.Bugün sana bir süre mozart dinlettim.Biraz da Vivaldi.Vivaldi'yi daha çok sevdin sanki.Müziğe tepki vermen olağanüstü.Çünkü bu senin minnacıkken bile sese tepki verebildiğini daha da önemlisi duyabildiğini gösteriyor.Müzikle birlikte hareketlenmen  tesadüf sayılabilir mi?Sayılabilir belki ama tekrar tekrar denediğimde yine hareketlenirsen tatmin olurum sanırım.

Yarın ofis nöbetçiyim.Kızılay'da bir dükkandan bahsediyordum.Anlaşabilirsem eğer doğumdan sonra en az bir yıl rahat edicem filan diyordum.Orayı mülk sahibi benim gösterdiğim kişilere kiraya vermiş.Yani anneciğim pek şanslı değiliz anlayacağın.Avucumuzu yaladık.Ama hakkımızı helal etmedim onlara,bilesin.

Biraz önce düşündüm de kız çocuğu olsaydın sen de bir gün büyüyüp de hamile olduğunda benim şu an sana yazdığım bu blogları tekrar okur ve beni daha iyi anlardın.Ancak bir erkek olarak ne beni, ne de eşini tam olarak anlayamayacaksın.



Şimdi tekrar denemek için minik kulaklıları karnıma tam da senin olduğun yere yerleştirdim ve yine hareketlendin.18 haftalık bir veletsin ve en sevdiğin şarkı bu :))) Sence de çok komik değil mi?

Babanla konuştuk şimdi seni anlattım o da heyecanlandı.Akşam bir posta da babana oynarsın artık :)) Çocuğun canı sıkılmasın dizileri filan izlet diyo :) Bu arada kendime güzel bir kot ve çok karizmatik iki tişört aldım.Tam hamile işi ama hamile kıyafeti değil.Saçlarımı da sarıyorum güzel oluyorum.Bir fotoğraf koyarım yakında.Muck annesinin oğlu.

Öptüm annem minik yanaklarından ,ayaklarından ,parmaklarından,kulaklarından her bir yerinden.


6 Şubat 2012 Pazartesi

17 haftalık hamileyim

Çok ama çok sıkıcı günler geçiriyorum.Hep aynı şeyi söylemek hep aynı şeyi okumaktan daha sıkıcıdır emin olun.Bunu biraz sonra yazacağım cümle için önlem olsun diye yazdım.Belki fazla tedbirliyim.Her ne ise,sanırım hormonlardan kimseye tahammülüm yok,çok kızgın ve kırgınım.Hep ağlamak istiyorum.Bazense sebepsiz neşeleniyorum bir kaç saat anlamsız espriler yapıp sebepsiz kahkahalar atıyorum.Yani kısaca dengem tamamen bozuldu.Memelerim kocaman oldu.Bu aslında iyi bir şey keşke temelli böyle kalsalar.Karnım gün geçtikçe daha da hızla büyüyor.Erkek bebeğe hamile kalan annelerin karınları sivri olur derler ya gerçekten doğruymuş.Artık sadece karınlarına bakarak kadınların kız mı yoksa erkek mi bebek beklediklerini söyleyebilirim sanırım.Ve böylece bir aylık doktor parasından yırtarlar.

İşler pek yolunda gitmiyor.Aslında ben işe gitsem belki de yolunda gidecekti ama bundan bir kaç hafta öncesinde çok hamileydim.Çok hamileydim de ne demek diyenler olacaktır.Şu demek; yediğim her şeyi çıkarma isteği ile doluydum,sürekli mide ve bağırsak problemi yaşayan bir bünye,sebepsiz ve saatler süren ağlama ya da uyuma krizleri...Neyse ki artık çok hamile sayılmam hatta neredeyse hamile olduğumu bile unutuyorum.

Mehmet'e sinir oluyorum.Acaba önceden de bu kadar ayı mıydı yoksa ben hamile kalınca mı büyük bir boz ayıya dönüştü.Yoksa cidden uzmanların dediği gibi onun bir şeye dönüştüğü yok da ben onu bilimum hayvanlara benzetme çabasında mıyım?Neyse çok da önemi yok.Evet anne olmak kolay değil ve fakat baba olmak hiç kolay değil.Buna dayanmak zorunda yoksa karnı şişsin,her yere kussun,beli ağrısın ve nihayetinde kukusu yırtılsın mı isterdi?

Her ne ise neşeli gibi yazıyorum sanki oysa on dakika kadar önce uluya uluya ağladım.Öyle ki damlalar ardı ardına akıyor ve buna engel olacak yavaşlatacak ya da debisini düşürecek hiç bir şey yapamıyorsunuz.Gözyaşının da debisi olur mu demeyin kadınsanız hamile kaldığınızda,erkekseniz - Allah gecinden versin - babanız öldüğünde anlarsınız.Buradan hamile olmakla babanızın ölmesinin aynı şey olduğu kanısı çıkarılmamalıdır.Erkekleri ağlatan nadir şeylerden biri babalarının ölmesidir demişti biri.

Buna da her ne ise,ben oğlumu büyütüyorum karnımda.Tekmelerini hissettiğimde yaşadığını tekme atacak kadar büyüdüğünü ve güçlendiğini bilmek çok rahatlatıcı.Bir yandan kocaman koç gibi bir oğul doğsun istiyorum,bir yandan da minyon bir bebek olsun da doğunca büyüsün...Hani kolay doğum için,bilirsiniz :)

Geçenlerde aklıma iki şey geldi.Bunlardan birini daha önce de düşünmüştüm ama diğeri gerçek bir aydınlanma anında gelen yeni bir vahiy gibiydi -vahiy derken abarttığımın farkındayım ama mübalağa da bir söz sanatıdır - Aklıma gelen şeylerden biri, sevdiğimiz sevmediğimiz,taptığımız ve hatta nefret ettiğimiz herkesi bir anne doğurdu.Bunu bir kez düşünün.Ölesiye nefret ettiğiniz kişi de bir zamanlar üzerine titrenen,altına işeyen,kusan diş çıkaran ve muhtemelen sokaktaki vatandaş,akrabaları ve ebeveynleri tarafından sevimli bulunan bir bebekti.Böyle düşününce insan en kızdığı adama bile biraz merhamet duyabilir.

Diğer düşüncem ise bir bireyin ancak otuz yaşını aştıktan sonra kullanmaya başladığı "Bugünkü aklım olsaydı" lafı..Şöyle yapardım,böyle yapardım,şunu yapmazdım,bunu yapmazdım.Diyelim ki otuziki yaşında eşinden ayrıldı biri ve ellibeş yaşında bir diğeri de ona akıl verdi yapma etme bekle falan filan dedi.Otuz iki yaşındaki kişi elli beş yaşına geldiğinde "Bugünkü aklıma olsaydı" diyecek kesin.Oysa ona "O günkü aklıyla" ne yapması gerektiğini söyleyen biri olmuştu.Yani belki de bizden büyüklerin nasihatlerini dinlemek kötü bir şey değildir.

Gerizekalı Mehmet bilgisayarı elimden kaptığı gibi yazdıklarımı okumaya kalktı.Bunalıma mı girmişim.Tüm konsantrasyonum bozuldu.

Sonra devam ederim artık.

Canım da bir sigara istiyor ki sormayın.Şöyle koyu bir kahve yapayım kendime Ahmet Kaya'mı açayım pencereden şehrin ışıklarına karşı bir dal da sigara tüttüreyim istiyorum yalan yok.Ama bebeğim zarar görecek diye korkuyorum.Sanırım doğumdan sonra dayanamayıp sigara içmeye başlayacağım.

Bİr hafta sonra kontrolüm var.Aslında çok gerginim.Ayrıntılı ultrason'a giricem ya da o bana :)) Hayırlısı ne diyelim.

Düşünüyorum düşünüyorum herkesi bebekken kundakta boklu emzikli beşikte hayal edebiliyorum,bi annemi öyle hayal edemiyorum.Sanki annem hep benim annem olmuş gibi.Umarım beni anlıyorsunuz.