10 Temmuz 2012 Salı

Bu da Bizim Biraz Acıklı ama Mutlu Sonlu Doğum Hikayemiz...

23 haziran 2012 gecesi saat 00:10 gibi Mehmet'e tonla kapris yapıp yattım.Benim çok sancım var senin umurunda değil diyerek biraz da ağlayarak hatta...Yaklaşık 10 dk sonra tam da uyumak üzereyken bacaklarımın arasında sıcacık bir sıvı gelmeye başladı.Hemen Mehmet'e seslendim.Kalkıp başıma ne geldiğine bakacak kadar dermanım yoktu çünkü gün boyunca bebek şekeri için malzemeler almak için çarşı pazar dolaşmıştım.Mehmet koşarak geldi "Aşkım suyun gelmiş senin" dedi ve odadan toz oldu.Annem de bizdeydi,akşam oğlumun bebek şekerlerini yapmıştık birlikte.Hemen anneme haber verdi.Ayağa kalkmamla şakır şakır suların boşalması bir oldu.Hastane çantamız hazırdı zaten,annemin giyinmesi,benim üzerimi değiştirmem ve evden çıkmamız maksimum beş dakika sürmüştür.Annem ve Mehmet ne kadar panikli ise ben o kadar sakindim.İzin verseler bir duş almak isterdim ama vermeyeceklerini bildiğim için teklif bile etmedim.Neyse atladık taksiye,hastaneye gittik.ZTB'da vip doğum odasında doğum yapacağım diye düşünürken acilde bir sürprizle karşılaştım.Meğer riskli gebeliklerde vip doğum odası kullanılmıyormuş.Acilde nöbetçi doktor ultrasonla bebeğe baktı,"36 haftalıksın ama bebeğin küçük sayılmaz yine de bir aksilik olursa küvöz gerekirse bizdekilerin hepsi dolu başka hastaneye sevk edileceksin,bunu bildiğini gösteren kağıdı imzala" dedi.Küvöz mü ne küvözü ne alaka?Şimdi gideceğim çatır çatır doğuracağım ve oğluşumu alıp eve gideceğim kafasında olduğumdan yalandan imzaladım kağıdı.Tekerlekli sandalyeye oturtuldum ve doğum için soyunup döküneceğim,hastane önlüklerini giyeceğim bir bölüme taşındım.Oraya kadar Mehmet'in de gelmesine izin verdiler.Bu arada bitmek tükenmek bilmeyen bir su sızıntısı var bacaklarımdan aşağıya...Neyse giydim önlüğü ayağıma biri 36 diğeri 37 numara olan terlikler verdiler.Kıyafetlerimi Mehmet'e teslim edip,başıma geleceklerden habersiz mutlu mesut vedalaştım kocamla.Heyecanlanmıştım çok.Beni içinde aşağı yukarı 15 yatak olan genişçe bir odaya getirdi hasta bakıcı.Bir yatak gösterdi ve yattım.En son gelen ben olduğum için içlerinde en ayık bendim.Çoğu sancı çekiyor bir tanesi deli gibi bağırıyordu.Neyse yattım ben nst'ye bağladılar hemen.Sancılarımın ne  kadar olduğunu bebeğin kalp atışlarını filan görmek istiyordum ama monitör çok uzağımdaydı.Açılma var mı diye kontrol etti benden daha küçük olduğunu düşündüğüm bir kız.1-2 cm dedi.Önceki doğumumdan bildiğim ve sancılarımın şiddetinden anladığım kadarıyla sabah 10 -11 gibi anca doğum yaparım diyordum kendi kendime.Aralarda uyumaya çalışarak,açılma muayenelerine dayanarak sabahı ettim.Gün ağarmaya başladığında yavaş yavaş nöbet değiştirdi hemşireler ve doktorlar.Yeni gelen doktorlar tekrar muayene etti.Önce öğrenci,sonra asistan,sonra uzman falan filan derken  kobay gibi hissetmeye başladım kendimi.Bu arada nst'de problem gözlemlediğini belli eden konuşmalar yapmaya başladı doktorlardan biri.Dokuz gibi uzman gelip nst sonuçlarını inceledi.Ameliyathane boşalır boşalmaz hastayı sezaryene alın dedi.Acil bir durum olduğunu farketmiş,paniklemiştim.Sorular soruyor cevap alamıyordum.Hemşirelerde de hafiften bir panik hali,bir acele seziyordum.Bir anda sonda takmaya geldiler.Sandığım kadar zor değildi.Sezaryen olacaktım,inanamıyordum.Bir yandan korkuyor,bir yandan da oğluma bir an önce kavuşacağım ve bu cırlayan kadınlar gibi sancı çekmeyeceğim için seviniyordum.Apar topar tekerlekli sandalye ile ameliyathaneye götürüldüm.Yolda ağlamaya başladım sanırım hayal meyal hatırlıyorum bu kısımları.Ameliyathanenin kapısına geldiğimde terliklerimi çıkarmamı söylediler bir odaya alındım.Herşey öyle hızlı gelişiyordu ki herkese eşime haber verdiniz mi diye sorup duruyordum.Beni ameliyat masasına oturttular,anestezist şimdi belinden bir iğne yapacağız dediğinde deli gibi ağlamaya başladım."Ben dünyanın en şanssız insanıyım bu iğnelerde felç kalma riski 1000 de 1 ise o 1 kişi benim lütfen beni uyutun tamamen" dedim.Güldüler,"Ama böyle deyip bizi de korkutma hadi sakin ol" falan filan dediler.Genç bir çocuk omuzlarımdan tutup destek verdi bana,kafamı öne eğip dualar okumaya başladım.Belimde bir sıcaklık hissetmeye başladım.Ve bir dakika geçmeden bacaklarım artık benim bacaklarım değil,birer külçeydi.Yatırdılar beni,önüme bir perde gerdiler,bacaklarıma,karnıma bolca tertürdiyot döktüklerini gördüm.Kollarımı bağladılar.O genç çocuk başımda dikiliyor sürekli nasıl olduğumu soruyordu."Şimdi sana yapılanları hissedeceksin ama acı hissetmeyeceksin" dedi.O sırada karnımın yarıldığını hissedebiliyordum."Tamam" dedim.Biraz sarsıldım,hafif kıpırdandım ve ciyak ciyak bir bebek sesi...Sadece gülüyordum.Biraz onu izledim,hemşireler bir şeyler yapıyorlardı ve o sadece bağırıyordu.Sonra ağlamaya başladım.Katıla katıla ağlıyordum,"Ama ağlama dikişlerini atmaya başladık,atamıyoruz" dediler.Bu arada hemşire Rüzgar'ı mavi bir battaniyeye sardı ve yanıma getirdi,öptüm mü kokladım mı hatırlayamıyorum.Bir kez bakıştık oğlumla,sonra götürdüler.Dikişlerim atılırken Ankara oyun havası çalıyordu hasta bakıcılardan birinin cep telefonundan.Bak sana müzik bile yaptık espri yapıyorlardı.Biraz uyudum ama ne tam olarak ne kadar bilemiyorum.Uyandığımda ya da uyandırıldığımda iki hasta bakıcı beni sedyeye taşıyordu,ayılma odasına gidiyormuşum.Ayılma odası dedikleri yerde karşımda bir hemşire masası,ve onun yanında oğlum vardı.Görebilmek için hafifçe doğrulmam gerekiyordu.Ben kalktıkça hemşire kız "kalkmayın yarın çok başınız ağrır" dedi.Oğlum minik minik inliyor,ağlar gibi sesler çıkarıyordu."Bebeğinizin solunum sıkıntısı var,şimdi hemşire çocuk doktoruna götürüp getirecek" dedi.Tamam dedim.Keyifliydim,doğum yapmıştım,oğlum olmuştu,acı hissetmiyordum,sanırım hafif de kafam güzeldi o iğnelerden olmalı.Neyse yavaş yavaş bacaklarımı hissetmeye başladım,ardından da karnımı ve o tarifi imkansız acıyı...Ameliyat esnasında oyun havası dinleten hasta bakıcı beni kaptığı gibi odaya götürdü.Yolda Mehmet'i aramak için telefonunu istedim verdi sağolsun.Mehmet çocuk doğdu,çok tatlı ben iyiyim şimdi odaya alıyorlar beni dedim.Sonrası yine kesik kesik bende.Sadece çok kalabalık bir odaya alındığımı,sedyeden yatağa taşınırken deli gibi ağladığımı,annemin geldiğini,sonra Mehmet'in geldiğini,"Özel oda ayarlıyorum saat 14:00 gibi alacaklar seni oraya" dediğini hatırlıyorum.Çok acı çekiyordum,normalde inek gibiyimdir sanırım ağrı kesici bir şeyler eklemeyi unutmuşlar seruma.O serum bitene kadar acı çektim.Sonraki takıldığında artık özel odada idim ve ağrılarım azalmaya başlamıştı.Sonra sonra kendime gelince Mehmet bebeğin küvözde olduğunu söyledi.Solunum sıkıntısı varmış.Yarın 13:30 da görebilirmişim.*******

Buradan sonrası tam bir trajedi idi.Ara ara aklıma geldikçe,şimdi yazarken,oğlumu emzirirken,onu uyurken seyrederken aklıma geldikçe o günler uluya uluya ağlıyorum.Çok ama çok zor günlerdi.Evlat acısı ile sınamasın Allah kimseyi.Her şeye dayanılırmış da evladına dayanamazmış insan hele onun acı çektiğini görmeye ve elinden dua etmek dışında tek bir şey gelmemesine dayanılmazmış.

Şimdi aklıma geldikçe oğlumun gül yüzüne baktıkça şükürler ediyorum.Rabbim çok büyüksün diyorum.

Bütün hastanelerde yatan,evlerinde hasta olan bebeklere şifa versin Allah'ım...O anaları babaları hastane kapılarında derman arattırmasın.O öyle bir his ki,doktorun hemşirenin ağzından çıkacak bir güzel kelime için beklemek...Bir kez olsun "iyiye gidiyor,düzelecek" desinler diye.O ağzından burnundan göğsünden sokulan borular,o minnacık ellerinde damar yolu açmayı denedikleri gösteren minik minik delikler,kanlar...

Neyse hepi geldi geçti...Şimdi evimizdeyiz.Bugün kontrolümüz vardı.3100 kilo olmuş kuzum maşallah,her şey de yolundaymış çok şükür.

Hastalığı ile ilgili detayları bizim gibi bebeği bu hastalığı yaşayan anne babalara moral olsun diye detaylarıyla yazacağım.Ben çok bilgi aramış ancak hiç bir şey bulamamıştım.Belki yazacaklarım birilerine umut olur.

5 yorum:

  1. Çok geçmiş olsun,doğum hikayenizi bir solukta okudum.Gerçekten çok zor bir süreç yaşamışsınız,şimdi bebeğiniz sağlıklı,kucağınızda darısı şifa bekleyen diğer bebeklere...
    sevgiler
    Özge

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkür ederim,evet çok zor günlerdi neyse ki geçti..Hep o dilek ağzımızda eşimin de benim de.Şifa bekleyen tüm bebekleri kurtarsın Allah inşallah

    Benden de sevgiler çokca ...

    YanıtlaSil
  3. Merhabalar hamilelik sürecinizi, yaşadığınız korkuları ve doğum hikayenizi bir solukta okudum ben de. Allahım daha büyük acılar göstermesin. Yazılanlar çok samimi ve çok etkileyici. Ben de 30 haftalık hamileyim ve çok duygulandım yaşadıklarınıza. Benim de bir oğlum olacak inşallah. Çok şükür ki Allah oğlunuzu size bağışlamış. Sani çok yakınımdan biriymiş gibi mutlu oldum bu sonuca. Bütün bu zorluklara rağmen güçlü oluşunuza da hayran kaldım.
    Allah sağlıklı bir şekilde büyütmek nasip etsin inşallah.
    Dilruba

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim iyi dilekleriniz için.30. haftadan itibaren çok hızlı geçiyor zaman.Bebek için hazırlıklar filan derken...Umarım sağlıkla hayırla kucağınıza gelir oğulcanınız.:)) Kolay bir doğum dilerim :)

      Sevgiler

      Sil
  4. okurken çok hüzünlendim, ağladım. ben de çok çok zor bir doğumla kızıma kavuştum, ikimizin de hayatı riske girdi ama şu an binlerce şükür ikimizde sağlıklıyız ve biraradayız. Ben de sizin gibi dua ediyorum hep, Allah bütün yavruları korusun, sağlıklı uzun ömür versin.
    bu da benim doğum hikayem:
    http://fezakiral.blogspot.com/2012/02/dogum-hikayem.html

    YanıtlaSil