30 Mayıs 2012 Çarşamba

Bebek Alışverişimizi de yaptık....

Neler aldığımızı madde madde yazmak istiyorum ki benim gibi çok araştıran anne adaylarına referans olsun.

20'li hastane çıkışı ; Çünkü onu alınca bir süre yani - bebeğin o ilk minicik halini atlatacak süreliğine - bir sürü kıyafet çıkıyor içinden.

2 iç zıbın
1 tulum
1 patikli pantolon,
1 patiksiz pantolon
1 dış zıbın
1 çıtçıtlı üst
1 çıtçıtlı body kısa kollu
2 şapka
2 eldiven
2 ağız mendili
2 önlük
1 banyo havlusu
1 çift katlı battaniye
1 çorap
1 penye yelek

Bolca ağız mendili ; bunları genelde kusarsa diye kullanıyorlar sanırım ayrıca kucağına alan kişilerin omzuna koyup onları bebeğimin ak salyalarından,mis kusmuklarından korumak değil amaç.Asıl amaç onların pis omuzlarından,tozlu,sigaralı,mikroplu kıyafetlerinden bebeğimizi korumak.

Bolca önlük; mümkünse arkasına ıslaklık geçirmeyen türden.Çünkü bebekler ikinci aydan itibaren salyalarını akıtmaya başlıyorlar.

Bolca çorap ; bir kaç kez  katlanan,boğazlı çoraplardan olmalı.Bebekler ayaklarını kaldırıp indirdikçe çorapları çıkartabiliyorlar.

Tulum ; Hastane çıkışında bir tane olduğunu düşünürsek 0-3 ay için mevsim gereksinimine göre yazsa - ki benim doğumum temmuza geliyor - 1 tane daha almak yeterli bence.Kış ise mothercare'in üçlü tulumlarından alınabilir.Tulum alırken de özellikle ilk aylar için önden tam ortadan apış arasına kadar oradan da her iki bacağın bileğine kadar çıt çıtlanan türden alınmalı.Acemiliği atmak için en kolay giyilen şeyleri tercih etmeliyiz.

Çıt çıtllı body ; bence bunu her türden - kolsuz,kısa kollu,uzun kollu - 3'er tane almalı.Havanın durumuna göre giydirilir.

Bolca battaniye ; Hastane çıkışından bir tane çıkıyor.Ben bunu dışında 4 tane daha aldım.Birini arabasında kullanmak üzere,diğerlerini evde..Tecrübeli annelerin söylediğine göre evin her köşesinde bir battaniye oluyormuş.Hatta gittiğiniz yerlerde ya da arabada unutabiliyormuşsunuz.O yüzden bolca battaniye almakta fayda var.Onun da çift taraflı, iki kat % 100 pamuk olanı olursa şahane olur.Hepsi % 100 pamuk diye satılıyor gerçi ama dokununca farkı anlıyor insan.

Burun aspiratörü ; bir tane arkası balon gibi olanlardan,bir tane de borulu olup da nefesle çekilenlerden alınabilir.Evdeyken borulu olanı,misafirlikte iken daha kolay taşınmasından ve pratik oluşundan dolayı balonlu  kullanılabilir.

Tarak,konak tarağı,tırnak makası,törpü ; Açıkçası tırnak makası ve törpü dışındakileri kullanacağımızı sanmıyorum ama yine de aldık.İlk başlarda bebeğin tırnakları uzamış gibi görünse de etten ayrılmıyormuş ve kesmek sıkıntı olabiliyormuş ya da anne korktuğundan kesemiyormuş.Böyle zamanlarda en kullanışlısı törpü ile kısaltmak sanırım.O yüzden bu dörtlüde en çok işe yarayan törpü olacak.

Bebek bakım ürünleri ; doğuma hazırlık kursundan öğrendiğime göre şampuan olarak hem saç hem vücut şampuanı kullanılmalıymış.Ve ilk üç ay bebe yağı değil bebe losyonu kullanılacakmış.Pişik kremi pişik olduktan sonra değil olmadan önce önleyici kullanılacakmış.Ve anne için meme ucu çatlak önleyici doğumdan bir ay önce kullanılmaya başlanacakmış.Çünkü meme büyüdükçe çatlarmış ve biz farketmezmişiz.Bebeğin ilk emişinde bu çatlaklar büyür ve acımaya başlarmış.O yüzden bakım ürünlerini biraz erken aldık.Biz "mustela"yı tercih ettik.Bana kalsa sebamed alırdım ama Memoş mustela olsun dedi.Biraz pahalı bir ürün,bu tür ürünleri elit eczanelerde bulabilirsiniz ancak AVM'lerde sirkülasyon daha çok olduğundan rafta beklemiş ürün olmuyormuş.Bir de bu tür şeyler aldığınızda eşantiyon istemeyi unutmayın.(Biz büyükçe bir kozmetik çantası aldık :) )

Biberon; mümkünse cam, kauçuk ağızlı ve az akıtan türden bir biberon ağızı olmalı ki.Bebek biberondan kolay kolay içmeye alışırsa anne memesinden uzun uzun emmek için uğraşmaz.

Küvet,maşrapa,kova,banyo filesi; Küveti altından tahliye deliği olanlardan aldık.İcabında bir hortum ile banyo giderine boşaltılabilir.Banyo filesinin içi köpüklü olanları çıkmış ama herkes bildiğimiz fileyi önerdiği için biz de ondan aldık.

Banyo havlusu ; en az iki tane olmalı.Bir tane hastane çıkışında var.Biri mutlaka başına geçmeli olmalı.Bebek yıkanır yıkanmaz suyunu emecek ilk havlu ıslandıktan sonra ,bebeği sıcak tutacak ikinci havlu sarılmalı.Havlu alırken dikkat edilecekler,yine pamuklu olması,ne kadar uzun tüylü ise o kadar iyi kurular.Kısa tüylü ve kadife görünümlü havluların su emmesini beklemeyin.Bir de havlulardan en iyi performansı bir kaç kez yıkandıktan sonra alırsınız.O yüzden bebek doğana kadar bir kaç kez yıkayabilirsiniz.

NOT; Bu arada bebek kıyafetlerini granül sabunla,60 derecede ve uzun programda yıkamak gerekiyormuş.Çünkü kısa program ve düşük ısıda deterjan yeteri kadar çözünmediğinden bebeğin kıyafetlerinde kalıntı kalabiliyormuş.

Bebek bezi ; prima premium care aldık biz.

Alt Açma Minderi; ben biri kalın yastıklı,diğeri ince altı naylonlu iki tane aldım.Sanırım ince olanı daha kullanışlı,çünkü hem altına su geçirmiyor hem de daha ince,kolayca herşeye sığar.Tecrübeli annelerin önerisi ise can bebenin tek kullanımlık alt açmaları.Tek kullanımlık denildiğine bakmayın çok yıpranmadıkça ,ıslanmadıkça kullanılıyor.

Penye yelek ; ben temmuzda doğum yapacağım için penye tercih ettim,doğumu kışa gelecekler yün yelek de tercih edebilirler.

Yatak ; bu konu şimdilik bizde beklemede.Bir arkadaşım park yatak,diğeri de sepet beşik verdi.Sepeti bizim odaya ,park yatağı da bebeğin odasına koyduk.Bunlar geldiği için yatak telaşına düşmedik biz.Ama eğer mecbur kalsa idik almak istediğim masif büyüyebilen karyola idi.İlk bebeğimizi kaybettiğimiz için bebek doğana kadar karyola siparişi vermiyoruz.Eğer siz karyola almayı düşünüyorsanız, siparişini doğumdan en az 40 gün önce filan vermeniz gerekiyor.Çünkü yapımı 15 gün,sonrasında boyanması ve boyanın tamamen kuruyup evinize kokusuz gelecek şekle gelmesi 40 günü buluyormuş.

Bebek arabası ; biz chicconun lite way'ini aldık.Bunu biraz zorunluluktan aldım ben.Bana kalsa yine aynı ya da benzer bir markanın MUTLAKA çift yönlüsünü alırdım.

Emzik,steril makinesi,süt sağma aleti,süt saklama poşeti,buhar makinası almadık.Emzik emmeyebilir belki gerek bile kalmaz damak yapısı bozulmamış olur diye düşündüm.Çok gerekirse alacağız.Steril makinesine gerek yok.Kaynatırım mis gibi olur.Süt sağma aletini de gerekirse alacağız.Belki sütüm gelmeyecek ya da bebeğe anca yetecek,sağacak kadar çok olmayacak.Zaten işim kendi işim evime yakın istediğimde emzirmeye gelebileceğim.Süt saklamaya gerek olmayacak.Ama gerekirse alırız tabi.Buhar makinesini önermiyorlar.Onun yerine mümkünse gümüş bir kaba su koyup bebeğin odasına koyun diyorlar.Gümüşte bakteri üremezmiş.Ve o su her gün değiştirilecek.

Bir kaç tane ahşap oyuncak aldık.Onu da aslında en az dört aylık olana kadar anlamaz ama yine de hazırda bulunsun diye düşündük.


Kendim içinse göğüs kalkanı aldım.İki paket 20'li göğüs pedi,meme ucu çıkarıcı,pamuklu atlet,emzirme sütyeni aldık.Gecelik,sabahlık,külot almadım.Çünkü zaten evde var.

Aşağı yukarı bir fiyat listesi çıkarmam gerekirse;
hastane çıkışı 120
küvet seti 60
bakım ürünü 158
bebek arabası 250
Diğer ıvır kıvırlar 200 

Ha tabi bu arada ara sıra dayanamayıp aldığım bir kaç kısa paçalı tulum,çıtçıtlı body filan var.Hepsini güzelce yıkadım bugün.Şimdi Oğluşun odasında askıdalar.Yarın güzelce ütüleyip hastane çantamızı hazırlayacağım.Hazır bulunsun neme lazım.

Babamız şu an dışarıda arkadaşlarıyla alem yapıyor.Gece yarısı gelir,çakırkeyif kahkahalar atarak,orada ne oldu ne bitti kim kime ne dedi tek tek anlatır.:)) ASlında göndermeyecektim,bir iki nazlanır gibi yaptım,hamile kadın evde bırakılır mı hiç filan dedim,baktım çok gitmek istiyor seslenmedim artık.Gitsin stres atsın,herkesin bir şekilde kafasını boşaltmaya ihtiyacı var.

Oğlumda maşallah karnımı deler gibi okkalı tekmeler atıyor.Aslında bunlara tam olarak tekme denemez.Sanırım yeri daraldıkça geriniyor,bacaklarını kollarını uzatıyor.Boylu boyunca yatıyor.Bazen de hıçkırıç tutuyor annesinin birtanesini pıt pıt dakikalarca atıyor karnım.

Çok merak ediyorum çocuğumu,neredeyse erken merken gelsin artık diyorum yani.Sonra da eksik doğmasın kalması gerektiği kadar kalsın,tam doğsun diyorum,ben beklemeye razıyım.Bu kadar hafta geçmiş.Kaldı 6 hafta,bu günler de geçer.

Bu arada Fatma hamile.Yine ikiz.:) Daha 8 haftalık hamile.Midesi bulanmaya başlamış.Uyku halleri,yorgunluk,halsizlik,kasıklarda ağrı...Zor zamanlar.Umarım bu sefer sağlıkla kucağına alır yavrucuklarını.

Off çok yazmışım.Güzel bi film açayım da Memoş gelene kadar canım sıkılmasın bari.

Haydi öptüm günlükcan,oğulcan,okuyucucanlar :) 

Canım oğlum seni herşeyden çok seviyorum 































24 Mayıs 2012 Perşembe

Zekai Tahir'e gittim,araştırdım,memnun kaldım :))

Ay çok hastayım.Kan ter içinde yatıyorum iki gündür.Annem buradaydı.Şimdi onu gönderdim,biraz kendime geldim.Zekai Tahir'e baktım salı günü.Hem vip doğum odasına hem özel odalara.Vip doğum odası gayet güzel.Mehmet de gelebilecek yanıma,doğumdan sonra bebeğimi gözümün önünde temizliyorlar giydiriyorlar hemen kucağıma veriyorlar.Oradan c bloktaki özel odaya geçiş yapıyormuşuz.Bebeğim sağlıkla normal doğsun da sonrası çok da önemli değil nasıl olsa evimize gideceğiz eninde sonunda.Sonsuza dek orada kalacak değiliz ya.Aklıma yattı yani Zekai Tahir olayı.Gitmişken bir de muayene olayım dedim.Bin tane tahlil,diş kontrolü,ultrason şu bu bir sürü şey yaptılar.Diş taşlarımı bile temizlediler.Hastanenin adını çıkaran hastalar bence.Kimseye bağırıp çağırma gibi bir şey görmedim.Azarlama ya da köpek çekme filan da görmedim.Hatta aksine herkese "bilmemkim hanım,canım,güzelim" filan diye hitap ediyorlar.Muayene için biraz sıra bekliyorsun tabi çok hızlı ilerlemiyor kalabalık çünkü.Bekleme esnasında da emzirme eğitimi vardı salonda onu da dinledim.Kötü tarafı ultrason bakılırken bebeğini göremiyorsun,detaylı bilgi de veriyorlar.Şu kadar kilo,boyu şu falan filan yok.Sadece sağlıklı,haftasıyla uyumlu,suyu yeterli deyip kaldırdılar.Neyse tek bir problem olmasın da görmesem de olur.Aylardır görüyoruz zaten videolarımız da var.Yakında da kendi gelir Allah'ın izniyle o zaman görürüz oğluşumuzu sağlıkla inşallah.Doğum anında acilden giriş yapıp,vip doğum odasında doğum yapmak istiyorum diyormuşum.Beni oraya alıyorlarmış.Mehmet aşağıda işlemleri yaptırıp yanıma geliyormuş.Kayınvalidem ve annemde gelebilirmiş ama onları doğum anında dışarı çıkarıyorlarmış.Eşin soğukkanlı ise kalabilir diyorlar.Genelde ayılan bayılan çok oluyormuş. :))

Böyle yani kesin kararımı verdim.Zekai Tahir'de yapacağım doğumu.33. haftadayız artık yavaş yavaş çantamızı da hazırlamak lazım.Önümüzde bir tek haziran kaldı.Haziran da hazırlıkla geçecek gibi.Allah'ım hakkımızda hayırlısını versin inşallah.

20 Mayıs 2012 Pazar

ZEkai Tahir Burak vip doğum odaları hakkında merak

Evet keşke biri bana şu Zekai Tahir Burak'taki vip odaları tüm detayı ile anlatabilse.Mehmet'in bir arkadaşının eşi orada doğum yapmış.Vip doğum odaları varmış.Orada tek başına doğum yapıyormuşsun,başka gebe kadın olmuyormuş.Eşin de yanına gelebiliyormuş.Doğumdan sonra da özel odaya aktarıyorlarmış.Orada da eşin akşam 8 -9 'a kadar yanında durabiliyormuş.Sonra da asıl refakatçi kimse onunla geçiriyormuşsun geceyi.Yani annem yanımda kalabilir,Memoş da 9 gibi gider.Doğumda Mehmet'in yanımda olmasını çok istiyorum.Hem sakinliği,hem de sevgisiyle bana en iyi destek olabilecek kişi Mehmet.Annem yanımda dursa benden çok panik yapar,ağlar filan daha çok üzülürüm.Mehmetle kaynatırız.Masaj filan yapar bana.Hem oğlunu görür.Dur bakalım ben salı günü Memoşu da peşime takıp şu hastaneye bir gideyim.Gezdirirler sanırım vip kısmı.Eğer anlatıldığı gibi süper bir şeyse ne özel hastaneye ne de hacettepeye gitmem.Hem Anadolunun en büyük doğumevi,kendimi çok güvende hissederim.Tabi bu arada unuttuğum çok önemli bir şey var.Oğlum hala dönmedi.Hala ayaklarıyla mesanemi tekmelemekte,dolayısıyla paşam dönmezse boşu boşuna plan yapıyoruz demektir.O da diğer 8:00 - 8:30 saatleri arasında doğan sezerciklere katılacak.İnşallah normal doğum yapabilirim.Neyse salı günü ben yine de gidip bir bakarım ztb'a.Oğlum uyuyor galiba bugün pek bir hareketsiz.Temizlik yapacağım ben de,sonra ütü mütü garip napaaaarr?

17 Mayıs 2012 Perşembe

32 haftalık olduk bile (Maşallah)







Canım oğlum,karnım burnumda,bense hala gezmelerde tozmalardayım.Salı günü Amasra'ya gittik,oradan da Safranbolu'ya geçtik.Keşke göbeğimin ortasında şeffaf bir pencere olsa da sen de gittiğim yerleri görebilsen,içeriden seyretsen en azından :) Şu an karnımın sol tarafında ağır ağır kayıyorsun,saat kaç oldu sen hala uyumuyorsun.Tatlı oğlum,akıllı oğlum.Buluşmamıza sadece 8 hafta kaldı.8 haftalık hamileyken 32 hafta nasıl geçer diyordum.Şimdiyse 8 hafta geçmek bilmiyor.Herkes bu günlerinin tadını çıkar.Bebek gelince hiç uyumayacaksın filan diyor.Ben razıyım uyumamaya,yorgunluğa,yeter ki sana sağlıkla kavuşayım.Canım oğlum,kendim için değil senin yıpranmaman için düzgün uyuyan,düzgün emebilen bir bebek olmanı diliyorum.Umarım gaz problemi yaşamayız.Umarım rahatça emebilirsin,bol sütüm gelir inşallah.Bir de güzel güzel uyudun mu ,uyuya uyuya büyürsün can oğlum benim,armağanım.

Hala endişelerim,korkularım geçmedi.Hatta gün geçtikçe daha da çoğalıyor.Bu sefer sağlıkla doğum yapabilecek miyim.Erken doğum mu olacak?Doğum da başımıza bir şey mi gelecek.Bir sürü kaygı,bir sürü endişe.....Hiç kötü senaryo yazmıyorum,hep iyi şeyler çağırıyorum ama korkular işte o korkular yok mu?

Ben de herkes gibi doğum hikayemi yazmak istiyorum buraya tüm detaylarıyla :) Benim gibi meraklı hamişler okusunlar diye.Hatta bak aklıma geldi ben biraz doğum hikayesi okuyayım ve doğum fotoğraflarına bakayım.

Baban babaannenlerde.Bugün biraz geç gelecek.Necipler oradalar.Ben de gündüz oradaydım,yorulunca eve geldim.Mehmet de Işıl'ı sevmeye gitti.Işıl uyuyunca gelir.

Öptüm oğlum ellerinden parmaklarından anneciğim.


14 Mayıs 2012 Pazartesi

1850 gr olmuş paşam

Canım oğlum koca adam olmuş maşallah.Doktor amcası sorun yok dedi.Bu bebek artık böyle gider diyor.Hızlı büyüme kısmını başarıyla atlatmışız.Allah'ıma binlerce kez şükürler olsun.Ağlamaktan yazamıyorum duygulandım bir anda.Çok şükür,bin şükür.

11 Mayıs 2012 Cuma

Daha 60 gün var oğluma kavuşmama :) Geçmiyor günlerrrrrr

Oğluma çok güzel ciciler aldım.% 100 pamuk hem de çok uygun fiyata.Okan Bayülgen gibi çizgili tişörtler,altına şöyle adam kotu giydirip erkek erkek gezdirmek istiyorum sokaklarda :)))







74 cm 6 aylık oluyor demişti satıcı çocuk meğer 9 aylık oluyormuş.Allah'ın izniyle temmuzda doğarsa eğer,şubat mart gibi giyer oğlum bu cicilerini.Çok heyecanlanıyorum yaaaa :)) Nasıl ama nasıl güzel bir şey evlat sahibi olmak.Daha doğmadan ömrümü ömrüne adarım,yollarına ölürüüüüümmmmmm :)) 

10 Mayıs 2012 Perşembe

Ağlama Krizlerimmmmm

Noluyor bana anlamıyorum :S Gebelik depresyonu diye bir şey varsa,sanırım son günlerde ona girdim ya da o bana..Hiç bir şey düşünmeden ağlayabiliyorum.Çok iyiyken,durup dururken,ortada tek bir sebep yokken,birden bire ağlıyorum.İri iri damlalar yanağımı,boynumu yalayıp,göğsüme kadar iniyor.Duramıyorum,durduramıyorum.Dudaklarım bebeklerinki gibi bükülüyor.Oğlumu düşünüyorum "yaw" diyorum "ağlamayım çocuk gibi,oğlum etkileniyor,üzülüyor,bak tekmeliyor,kızıyor,sussana kızım" diyorum.Yok açıldı mı musluklar dikkatimi dağıtacak bir şey olmadıkça ağlıyorum.Ne zaman ki bir telefon çalıyor ya da uykum geliyor sızıyorum o zaman bırakmışım ağlamayı.Bazen sonra devam ediyorum,telefonu kapatınca ya da uyanınca işte.Liseli sümüklü ağlak kızlara döndüm.Umarım çabuk geçer.

Onca Yoksulluk Varken

Ayrıca canım oğlum,okumanı istediğim bir kitap bu.Benden bir şeyler aldı isen,bir solukta okuyacağından eminim.70'li yıllarda Fransa'da filmi de yapıldı ancak ben bir türlü bulup izleyemedim.Nedim Saban sahneleştirdi o da İstanbul'da oynuyor.Anlayacağın izlemek annene nasip olmuyor.Umarım sen izlersin.


Herkes Hak Ettiği Gibi Yaşıyor!

Herkesin diğer herkesten gördüğü fix bir ilgi alaka vardır.Kimisi atıyorum level 5'e kadar ilgi görmeye alışıktır,kimisi ise level 9...Ama level 5'e kadar ilgi görmeye alışkın olan birine sırf iyi niyetinden level 7'lik ilgi,alaka,sevgi gösterirsen,götü başı ayrı oynar.Ne yapacağını şaşırır ve "ulan ben neymişim beah" tribiyle haddini aşacak hareketler yapmaya başlar.Yani demem o ki; kimseye hak ettiğinden fazla değer vermeyeceksin!!!!!Neyse o!

Öğrenmek ömür boyu sürecek...

9 Mayıs 2012 Çarşamba

Ben de 31. haftayı görür müyüm diyordum :)


" Oouww yeppa! " diye bağırasım deli taylar gibi koşturasım var sokaklarda.Doğdum doğalı aceleciliğim yüzünden hiç bir şeyi becerememiş olan ben,hayatta en çok istediğim şeyi 40 hafta beklemek zorundayım.31.haftamıza girdik,kaldı 9 hafta...Ben bu sabırsızlıkla bu çocuğu haziran ortası gibi doğururum gibi geliyor ama doğurmasam iyi olur.Tüm öğrenim hayatım "laynn bu ne kolay sınav,al işte 10 dk'da bitti" diye aceleyle soruları cevaplayıp 100 alacağım sınavlardan aceleyle yaptığım hatalar yüzünden yarısını ancak alabilmekle geçti.İlişkilerim "amannnnn ha beş ay sonra,ha şimdi,ne gerek var beklemeye,gideyim tanışayım şununla" diyerek hep ilk adımı atan sonrasında ilk adımı attığı için hep değersiz olan kız olarak ilerledi.Yazılmak üzere bekleyen kitaplarım okurların çok akıllı olduğu farz edilerek kısadan kesme yazıldığından kimse bir şey anlamadı.Hatta şu an bile örnekleri uzatabilecekken kısa kesmeye karar verdim :))) Neyse diyeceğim o ki,hamilelik ne kadar çabalarsam çabalayayım benim elimde olmaksızın kendi seyri doğrultusunda ilerleyecek,kendi vaktinde son bulacak bir şey.Kendimi sokaklara atıyorum,saatlerce yürüyorum,ufak tefek alışveriş yapıyorum.Gün bitiriyorum kısacası.

Dün Duygu çok güzel bir sepet beşik verdi,böyle dallı güllüsünden,cibinlikli filan.Üzerinde pembe minik güller var.Onları dilediğim gibi söküp ,kendi zevkime göre yeni şeyler yapıştırabileceğimi söyledi sağolsun.Kayınvalidem bu işlerde uzman olduğu için bu işi ona bıraktım.Benim zevkimi de bilir,dolayısıyla sevmeyeceğim bir şey yapmayacaktır.Onu yatak odamıza koymaya karar verdik.Bahar'ın verdiği park yatak da Rüzgar'ın odasında şu an.Park yatakları naylon ve plastik oluşlarından dolayı sevmiyorum.Onu da kayınvalideme kaplattıracağım.Bitince fotoğraflarını koyarım buraya.Rüzgar'ın odasında bebeğe bakmak için gelen ebeveynlerin yatacağı bir kanepe var.Bir de sallanan sandalye.Eğer Rüzgar'ın sepet beşikte rahat ettiğini düşünürsek park yatağı geri veririm Bahar'a.Çünkü dört aylık olana kadar karyolası seçilmiş,siparişi verilmiş ve yapılmış olur tahminen.Sitelerde masif bebek karyolası yapan bir kaç yer bulduk ancak 1000 TL'nin altında yapan yok.Bizim salon ve yatak odası takımlarını yapan ustaya rica edeceğim.Normalde o bebek mobilyası yapmıyor ama belki bizim için yapar.Bir de ondan fiyat alırım.Hamile kaldığımda planım 8-10 bin lira biriktirmek ve bebeğin tüm ihtiyaçlarını aldıktan sonra kalan para ile de çalışamadığım aylar boyunca Mehmet'e yardımcı olacak geliri bankada tutmaktı.Ancak işler hiç de hayal ettiğim gibi gitmedi ve bırak para biriktirmeyi var olanı da bitirdik.Böylece ondan yatak,bundan puset derken alınması gerekenleri yarıya belki çeyreğe indirdik.Tabi bu durumdan hiç hoşnut değil ama o çok ileri görüşlü sayılmaz zaten.Dünyanın taksitine girip sadece 3-5 ay kullanılacak eşyalar almanın da mantıklı olduğu söylenemez.Ayrıca kendi evimiz değil oturduğumuz ev,Çocuk için oda takımı filan almaya da gerek yok.Bizim mobilyanın renginden büyüyebilen bir karyola yaptırıp,Mehmet'in iki kapılı gardrobunu da Rüzgar'a tahsis ettik mi işte oda hazır bile.İkea'dan güzel bir perde,perdenin kumaşından bir abajur başlığı,duvara çevçevelettirilmiş Rüzgar'ın bir kaç fotoğrafı,işte sana bebek odası :)) Bunları ben yeniden çalışmaya başlayınca teker teker yapmayı düşünüyorum.Umarım sağlıklı bir bebek olur ve ben rahatça işime dönebilirim.Zaten yarım gün çalışsam yeter bana.

Şu an elektrik kesildi.Ne olur ne olmaz yazdıklarım güme gitmesin diye worde kopyaladım oradan yazmaya devam ediyorum.Oğlum minik minik kıpırdanıyor içeride.Bir bilgisayarın ekranına bir karnıma bakıyorum.Bunu yalnızca kadınların yaşıyor olabilmesi kesinlikle Allah tarafından kadınlara yapılmış çok büyük bir torpil.

Elektrik hala gelmedi.Giyinip dışarı mı çıksam :S Yoksa biraz kestirsem mi? Güzel bir playlist hazırlayıp,örgü de örebilirim.Hava çok rüzgarlı olmasa vadide yürüyüş de yapabilirim ama orası daha serin eser şimdi.Tunalı’ya mı insem.Yanıma su alayım,bir de kitap,Kuğulu’da kendime güzel bir ağaç altı beğenip kitabımı okuyayım.Ben eve geldiğimde de elektrik gelmiş olur,birikmiş iki sepet ütümü yaparım.Oğlum da biraz güneşlenmiş olur.

Haydi görüşmek üzere günlükcan J

7 Mayıs 2012 Pazartesi

Kanımdan kan oğlum

Çok mu arabeskim acaba?Ahhh umurumda değil!Çok seviyorum oğlum seni.Allah'ımın hediyesi...

Ömrün uzun,bahtın açık olsun.

Hep sağlıklı,huzurlu,mutlu,neşeli,insan,hayvan ve doğa sevgisi ile dolu,saygılı,dürüst,iyi niyetli,zeki,hoşgörülü,başarılı olasın.Hep çevrende sevdiğin insanlar olsun.Bizim sana sağlayabildiğimiz imkanların dışında kendi imkanlarını yaratabilme enerjisine ve aklına sahip olasın.Meraklı ve araştırmacı olasın.Hazırcı olmayasın.Mutlu,sadık,sağlıklı bir kadının kocası,hayırlı evlatların babası olasın.

Kanımdan kan oğlum,her şeyin en iyisi en güzeli seninle olsun inşallah.

Canımdan can oğlum

Yine ofisteyim oğulcanım.Doktora gittim kredi kartından ödeme yapmak için.Tuvaletin önünde beklerken doktorun odasından birileri çıktı ağlayarak.O kadar üzüldüm ki.Bir problem var demek ki,Allah şifa versin inşallah.İnşallah önemli bir şey değildir.İnşallah hamile duygusallığı ile ağlıyordur kadın.Bir şey soramadım da.Allah beterinden saklasın.

Oradan dönerken İsmail'i gördüm.Tam öğle saatiydi,yemek yiyelim dedi.Beykoz'a gittik,güzel bir tandır pilav yedik.Sen de eti çok seviyorsun annen gibi köftehor seni.Hele pastırma yediğim zaman bildiğin taklalar atıyorsun içeride :)) Etobur oğlum benim.

Birazdan eve gideceğim.Babanın salatalık fideleri biraz pörsümüş gibi olmuş nedense.Her sabah onlara bakıyoruz ya bu sabah farkettik,inşallah kötü olmazlar.Daha sen doğacaksın ek gıdaya geçeceksin sana organik salatalık yedireceğiz.Organik diye bir tabir var.Tarım ilacı filan gibi kanserojen kimyasallar içermeden üretilen sebze meyve demek.Sen büyüyene kadar büyük ihtimalle organik diye bir şey kalmaz hatta kapsüllerle filan besleniriz.Bu gidişle o da olacak gibi.Eskiden yani biz küçükken yaz aylarında sadece yazın yetişen sebze meyvelerden yiyebilirdik.Kışın mesela domates çıksa da yesek diye özlerdik.Şimdi her mevsim her sebze meyve var.Ama tabi eskisi gibi sağlıklı ve lezzetli değil.

Bilgisayarımın şarjı bitiyor,eve geçince yazmaya devam ederim.Canımdan can oğlum.

6 Mayıs 2012 Pazar

10 haftamız kaldı :))



Günlerden pazar...Mehmet biraz önce işe gitti.Ben de oturmuş blog sayfam için türlü şablonlar ,arka planlar filan deniyorum.En sonunda klasik şablonu kullanmanın en güzeli ve en düzenlisi olduğunu düşündüm ve bu şablonda karar kıldım.Sonra belki değiştiririm.Oğlum sağ kaburgamın altında uyuyor.Arada bir kıpırdanıyor.Onu yanımda hissetmek süper bir his.Bir anne bebeği karnında hareket etmeden önce pek hissedemiyor anneliği.Ancak hareketler başladıktan sonra hamilelik dünyanın en keyifli hadisesi,o karnında hareket eden şey dünyanın en önemli varlığı oluyor.Böylece annelerin evlatlarına olan aşkları başlıyor.Bu normal.Ancak durum babalarda böyle değil.Babalar da bebek hareket etmeye başlayınca heyecanlanıyorlar ancak anne gibi kutsal bir aşk beslemiyorlar bebeklerine.(Yani en azından Mehmet şu an öyle)Yani diyeceğim o ki; biz bebeklerimizi sevmeye çok önce ve biraz da otomatikman başlıyoruz.Ancak babalar bu duyguyu bebek doğduktan sonra geliştirmek durumunda kalabiliyorlar.Aslında söylemek istediğim tam olarak bunlar değildi.Zeki insanlar anlamıştır demek istediğimi.Hamilelik ifade yeteneğimi de kısıtlıyor sanırım.Yani zor olan babaların sevgisi aslında...

Bu aralar nasıl görünüyorum?
İşte aynen böyle :)) Oğulcuğumun mail adresine diğer karın fotoğraflarımı da gönderdim ama burada yayınlamıyorum onları :/

Şimdi renkli çamaşırları makineye atacağım.O yıkanırken evi süpürürüm.Sonra çamaşırları asarım.Onlar kuruyana kadar Tunalı'ya inerim,mothercare'e filan bakarım.Karum'a uğrarım belki.Ordan da eve gelir ütü yaparım.Böylece pazar gününü bitirmiş oluruz :)

Dün hıdırellezdi.Balkondaki çiçeklerimizin dibine dualarımızı koyduk Mehmetle.Allah kabul etsin inşallah.Haydi ben biraz iş yapayım artık.


4 Mayıs 2012 Cuma

çok sıkıcı bir gün


Bu şarkı çok güzel ama asıl dinleme ve izlememe sebebim klip...Hem konusu,hem oyuncular ve şarkıyla da birleşince izlemeye doyamadığım bir video ortaya çıkarmış Gökhan Türkmen ve ekibi.Tebrik etmek lazım.

Şu an oğlum yine sağ kaburgamı tekmeliyor.Ofisteyim.Hoşdere'de komple kiralık bir binası olduğunu söyleyen birileri vardı,onlarla görüşmek için geldim ama telefonlarıma cevap vermiyorlar.Belki öğleden sonra ararlar bilemiyorum.Doğumdan önce bir iş patlatsam ilaç gibi olacak.Hayırlısıyla burayı kiraya veririm inşallah.Şimdi yine aradım adamı açmıyor telefonunu.Çok sinirleniyorum böyle olduğu zaman.

Neyse hayırlısı olsun...

Ayaklarım şişmeye başladı bu arada :(